2 Kasım 2015 Pazartesi

*Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı- Tanzimat Edebiyatı I-II



BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI



TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI

Tanzimat Fermanı: Tanzimat kelimesi Arapça Nizam ( düzenlemek) kelimesinden gelmektedir. Düzenlemek için unutulmamalıdır ki bir şeylerin yanlış gidiyor olması gerekir. Osmanlı Devleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri uzun yıllardır savaşları ve neticesinde de topraklarını kaybetmektedir. Buna dur diyecek Batı tarzı reformların devlet eliyle resmileştiğinin kanıtıdır “Tanzimat Fermanı”

3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane Parkında halka açıktan okunarak ilan edilir.

Tanzimat Fermanı yayımlandıktan sonra, son yıllarda eski niteliklerini yitiren medreselerin yanında Avrupa’daki eğitim kurumları örnek alınarak birçok yeni okul açılır: Darü’l Fünun (Üniversite), Encümen-i Dâniş (Bilimler Akademisi), Mekteb-i Mülkiye, Dârü’l Muallimât, Galatasaray Sultanisi vb. ( Bu durum bir ikiliği meydana getirir. Tanzimat yılları denilince akla ilk gelen kavramlardan birisi de “İkilik- Dualizm” kavramıdır.” Eski ve Yeni tartışması uzun yıllar devam eder. Servet-i Fünun Dönemine kadar baş başa giden bu tartışmanın galibi Servet-i Fünunla birlikte YENİ olur.)

Öte yandan, Avrupa’nın çeşitli başkentlerine gönderilen büyükelçiler aracılığıyla Batı edebiyatından çeşitli türlerde çevirilerin yayınlanmasıyla Türk okuru Batı edebiyatıyla da tanışır.

1832’de açılan “Tercüme Odası”nda dil öğrenen gençler yanında, değişik alanlarda öğrenim görmek üzere Avrupa’ya gönderilen gençlerin Batı edebiyatına ilgi göstermeleri sonucu, Divan edebiyatından farklı bir edebiyat anlayışı ortaya çıkmaya başlar.

1860’ta İbrahim Şinasi ile Âgâh Efendi’nin “Tercüman-ı Ahvâl” adlı ilk özel gazeteyi çıkarmalarıyla Tanzimat Edebiyatı başlar. 1839’dan 1860’a kadar geçen süre Tanzimat edebiyatının hazırlık dönemi olarak kabul edilir. Tanzimat edebiyatı kendi içinde “birinci dönem” ve “ikinci dönem” olmak üzere ikiye ayrılır.

I. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1860-1876)

Tanzimat’la birlikte Osmanlı Devleti’ni içerisinde bulunduğu durumdan kurtarma ihtiyacı hasıl olur. Bunun için de halkın bilinçlendirilmesi, bilgilendirilmesi gerekmektedir. Ama halk cahildir. Çoğu okuma yazma bilmez. Edebiyat ise saray çevresinde şekillenmiş olup halktan tamamen kopuk bambaşka meselesi olan bir olgu haline gelmiştir. Bu nedenle, 1. Dönem Tanzimat Sanatçıları halkı bilinçlendirmek maksadıyla sade bir Türkçeye yönelirler.

1) Tanzimat edebiyatının ilk dönem sanatçıları Namık Kemal, İbrahim Şinasi, Ziya Paşa, Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Cevdet Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ali Suavi, Direktör Ali Bey’dir.

2) Birinci dönem Tanzimatçılar, “Sanat toplum içindir.” anlayışını benimsemişlerdir.

3) İlk dönem sanatçılarının kimi klasizmin (Şinasi), kimi de romantizmin (N. Kemal) etkisinde kalmıştır.

4) Bu dönem sanatçıları “uygarlık, hak, adalet, kanun, özgürlük, devletle yurttaşların karşılıklı hak ve ödevleri, erdem, vatan sevgisi, gençlerin kendi başlarına evlenme kararı verememelerinin yarattığı sorunlar, çok olumsuz şartlarda yaşamak zorunda olan kadınlar” gibi konuları ele almıştır.

5) Halkı eğitmeyi amaçladıkları için sade dilde ürün vermek istemişler; ancak bu konuda çok da başarılı olamamışlardır. Bununla birlikte sahnelenmek amacıyla yazdıkları tiyatro eserleriyle gazete türlerinde, diğer edebi türlere (şiir, roman vb) göre daha sade bir dil kullanmışlardır.

6) Romantizmin etkisinde kalan yazarlar; romanlarında rastlantılara çokça yer vermiş, kendilerini gizleme gereği duymamış, olayın akışını durdurarak kimi zaman okuyucuya seslenmiş, olaylar içinde gereksiz bilgiler vermiş, bazen olayın geçtiği yerleri olaylardan kopuk şekilde tasvir etmişlerdir (betimlemişlerdir). Romantizmin de etkisiyle roman kişilerini tek yönlü olarak tanıtan –iyiler her zaman iyi, kötüler her zaman kötü- yazarlar, kötüleri cezalandırıp iyileri ödüllendirmişlerdir.

7)Divan şiiri anlayışına karşı çıkmalarına rağmen, şiirin biçimiyle ilgili hiçbir değişiklik gerçekleştirememişlerdir. Ölçü aruz ölçüsüdür. nazım birimi beyittir. Divan edebiyatı nazım türlerini (gazel, kaside, mesnevî vb) de kullanmaya devam etmişlerdir. Bununla birlikte bu dönemde şiirlere, işlenen konuya veya temaya uygun başlıklar verilmeye başlanmıştır. Namık Kemal’in “Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, Vaveylâ” adlı şiirleri buna örnektir. Ayrıca hece ölçüsüyle şiir yazma denemeleri de görülür. Yine bu dönemde “özgürlük, hak, adalet, eşitlik vb” kavramların ilk kez şiirde tema olarak işlenmesi, şiirde anlam bütünlüğüne önem verilmesi, Divan şiirine göre daha sade bir dil kullanılması, sanatlı söyleyişlerin az da olsa terk edilmesi gibi yenilikler, şiirin içeriğiyle ilgili önemli gelişmelerdir.

8)Bu dönemde roman türüne oranla daha çok gelişen tiyatro türünde; komedilerde klasizmin, dramlarda romantizmin izleri görülür. Çoklukla “vatan, aile, gelenek ve görenekler” gibi konular işlenmiştir. Halka seslenildiği için, özellikle sahnelenmek amacıyla yazılan tiyatro eserlerinin dili daha sadedir.

9) Gazetecilik, Tanzimat edebiyatının ilk döneminde hızlı gelişen alanlardan biridir. Kullanılan dil daha sadedir. Gazetelerde makale, fıkra, eleştiri gibi yazı türlerine yer verilmiştir.

II. Dönem Tanzimat Edebiyatı (1876-1896)

1876’da İkinci Meşrutiyet’in ilânıyla birlikte Tanzimat edebiyatının ikinci dönemi başlar. Bu dönemde, ilk dönemden farklı bir edebiyat anlayışı gelişir.

1) Recaizâde Mahmut Ekrem, Abdülhak Hâmit Tarhan, Samipaşazâde Sezaî, Nabizâde Nazım, Muallim Naci bu dönemin önemli edebi şahsiyetleridir. “Sanat, sanat içindir.” anlayışını benimsemişlerdir.

2) “Okunmak için yazılan tiyatro eserlerinde” dil süslü bir nitelik gösterir. Bilhassa Abdülhak Hâmit Tarhan, tiyatro eserlerini, “oynanmak için değil, okunmak için” yazdığını söylemiştir. Manzum tiyatro da görülür.

3) Şiire, “Her şey şiirin konusu olabilir.” ilkesini getirmişlerdir. Özellikle “varlık, yokluk, aşk, doğa” gibi soyut ve somut konular işlenmiştir. Dil daha süslü bir nitelik gösterir. “Göz için değil, kulak için kafiye” anlayışı benimsenir. Sanatlı söyleyişe önem verilir. Batı edebiyatından alınan kimi nazım türleri de kullanılır.

4) Bu dönemde gazetecilik geriler. Buna karşılık dergicilik gelişir ve mizah dergileri çoğalır.

5) Bu dönem sanatçıları realizmden etkilendikleri için gözleme önem vermişlerdir. Bu nedenle olağanüstü olaylar ve kişiler yerine; roman ve hikâyelerde anlatılan her şeyin gerçek ya da gerçeğe uygun olmasına dikkat edilmiştir. Roman ve özellikle küçük hikâye türü gelişmiştir.

6) Bu dönemde genellikle ağır bir dil kullanılmıştır.

TÜRK EDEBİYATINDA İLKLER

Tanzimat edebiyatı, çok sayıda edebi türde ilk ürünlerin de verildiği bir dönemdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde yayınlanan ilk edebi ürünler şunlardır:

Gazete:

1-İlk resmi gazete: Takvim-i Vakâyi (1831)

2-İlk yarı resmi gazete: Ceride-i Havadis (1840)

3-İlk özel gazete: Tercüman-ı Ahvâl (1860, Şinasi ve Âgâh Efendi)

4-Yurt dışında çıkarılan ilk Türk gazetesi: Hürriyet (1868, Namık Kemal ve Ziya Paşa)

Dergi:

1- İlk dergi: Mecmua-yı Fünun (Münif Paşa)

2- İlk edebi dergi: Servet-i Fünun (1891-1944, Tevfik Fikret ve H. Cahit Yalçın)

Roman:

1-İlk çeviri roman: Telemaque – (Yazarı: Fenelon) (Çeviren: Yusuf Kâmil Paşa)

2-İlk yerli roman: Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat (1872, Şemsettin Sami)

3-İlk edebi roman: İntibah (1876, Namık Kemal, romantizmin etkisinde)

4-Batı teknikli ilk roman: Aşk-ı Memnu (Halit Ziya) (Servet-i Fünûn Edebiyatına ait)

5-İlk köy romanı: Karabibik (Nabizâde Nazım)

6-İlk psikolojik roman: Eylül (Mehmet Rauf) (Servet-i Fünûn Edebiyatına ait)

7-İlk tarihsel roman: Cezmi (Namık Kemal)

8-İlk natüralist roman: Zehra (Nabizâde Nazım)

9-İlk realist roman: Araba Sevdası (1896, Recaizâde Mahmut Ekrem)

Tiyatro:

1-Batılı tarzda ilk yerli tiyatro eseri: Şair Evlenmesi (Şinasi)

2-Sahnelenen ilk tiyatro eseri: Vatan yahut Silistre (Namık Kemal)

Hikâye:

1-İlk hikâye: Letâif-i Rivayat (Ahmet Mithat)

2-İlk edebi hikâye: Küçük Şeyler (Samipaşazâde Sezai)

Diğer İlkler:

1-İlk makale: Mukaddime (Tercüman-ı Ahvâl Mukaddimesi) (1860, Şinasi)

2-İlk şiir çevirisi: Tercüme-i Manzume (1859, Şinasi)

3-Noktalama işaretlerinin ilk kullanımı: Şinasi (Şair Evlenmesi)

4-İlk gezi yazısı: Avrupa’da Bir Cevelan (Ahmet Mithat)

5-İlk eleştiri yazısı: Şiir ve İnşa (Ziya Paşa)

6-İlk eleştiri eseri: Tahrib-i Harabat (Namık Kemal)

7-İlk hatıra: Magosa Hatıraları (Namık Kemal)

8-İlk atasözü derlemesi: Durûb-ı Emsâl-i Osmaniye –Osmanlı Atasözleri- (Şinasi)

9-İlk edebiyat tarihi: Tarih-i Edebiyat-ı Osmaniye (1889, Abdülhalim Memduh)

TANZİMAT EDEBİYATI BİRİNCİ DÖNEM SANATÇILARI

Tanzimat Edebiyatının birinci dönem sanatçıları; Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa, Ahmet Cevdet Paşa, Şemsettin Sami, Direktör Ali Bey, Ali Suavi’dir.

ŞİNASİ (1826-1871) (İLKLERİN ADAMI)

Şinasi, Batı etkisindeki Türk edebiyatının öncüsü sayılmıştır. Edebiyatımızda modernleşme onunla başlar. Şinasi “ilkler adamı”dır. İlk yerli tiyatro, ilk makale onundur. İlk özel gazeteyi (Agâh Efendi ile birlikte) o çıkarmıştır. Noktalama işaretlerini ilk defa o kullanmıştır. İlk atasözleri derlemesini, Fransızcadan ilk şiir çevirisini o yapmıştır.

Şinasi klasizm akımından etkilenmiştir. Şiirlerinde ve nesirlerinde düşünceyi ve anlaşılmayı ön planda tutmuş, dilde sadeleşme çabalarını başlatmıştır. Fakat asıl ününü gazetecilik alanındaki çalışmalarına borçludur. Düşünceleriyle Namık Kemal’i etkilemiştir.“Sanat toplum içindir” anlayışına bağlıdır.

ESERLERİ: Şair Evlenmesi (tiyatro), Müntehabât-ı Eş’ar (şiir), Durûb-ı Emsal-i Osmaniye (atasözleri derlemesi), Tercüme-i Manzume (şiir çevirisi), Tercüman-ı Ahvâl Mukaddimesi (makale), Kamûs-ı Osmanî (sözlük-tamamlayamamıştır).

ZİYA PAŞA (1829-1880)

Ziya Paşa da diğer Tanzimat sanatçıları gibi doğu (Divan Edebiyatı) kültürüyle yetişmiştir. “Yeni” ile “eski” arasında git-gel yaşamıştır. “Şiir ve İnşa” adlı makalesinde halk edebiyatını ve halk şiirini övmüştür. Fakat daha sonra yazdığı “Harabat” adlı divan şiiri antolojisinin ön sözünde bu defa divan edebiyatını yüceltmiştir. (Bu antolojinin yayımlanmasından sonra Namık Kemal; önce “Tahrib-i Harabat” ve daha sonra “Takip” adlı eserleriyle Ziya Paşa’nın tavrını eleştirmiştir.)

Ziya Paşa, şiirlerini divan edebiyatı nazım şekilleriyle ve genellikle de aruz ölçüsüyle yazmıştır. (Heceyle yazdığı şiirleri de vardır.) Onun bilhassa Bağdatlı Ruhî’ye nazire olarak yazdığı “Terkib-i Bend” adlı uzun şiiri ünlü ve önemlidir. Gerek sosyal gerekse metafizik konularda yazdığı şiirlerindeki ahlâkçı ve filozofça tutumuyla Ziya Paşa, divan şiirindeki “hakimane (hikemî-hikmetli) şiirin” son temsilcisi ve halk filozofu unvanını kazanmıştır. Onun bu tarz şiirlerinde geçen birçok beyit veya dizesi zamanla vecize (özdeyiş) haline gelmiştir. (Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz / Kişinin görünür rütbe-i aklı eserinde)

Ziya paşa şiirleriyle toplumdaki olumsuzlukları eleştirmiş ve felsefî konuları ele almıştır. Bu tür şiirlerinde “hak, hürriyet, adalet, ahlâk, medeniyet” gibi kavramları işlemiştir. Dönemin yöneticilerine (bilhassa dönemin sadrazamı Ali Paşa’ya) yönelik hicivler (Zafername) yazmıştır. Sanatı toplum yararına kullanmaya çalışmıştır. Romantizm akımından etkilenen Ziya Paşa, Batıdan çeviriler de yapmıştır. Yurt dışında ilk Türkçe gazeteyi de (Namık Kemal’le birlikte Londra’da “Hürriyet” adıyla) o çıkarmıştır.

ESERLERİ: Eş’ar-ı Ziya (şiir), Harabat (antoloji), Zafername (nazım-nesir karışık hiciv),Defter-i Âmâl (hatıra), Şiir ve İnşa (makale), Veraset Mektupları (mektup), Endülüs Tarihi, Engizisyon Tarihi, Emil, Tartüf… (çeviri).

NAMIK KEMAL (1840-1888)
Türk edebiyatında “vatan şairi” olarak tanınır. Divan edebiyatı anlayışıyla şiirler yazmaktayken Şinasi ile tanışmış ve kendisinden etkilenmiş, Batı edebiyatına yönelmiştir.“Toplum için sanat” anlayışıyla eser veren şair; “şiir, roman, eleştiri, tarih, makale, biyografi” gibi farklı türlerde yazmıştır. Hikâye türünde ise yazmamıştır. Eserlerinde vatan, hürriyet, eşitlik, doğruluk, adalet gibi konuları işlemiştir. Tasvir-i Efkâr gazetesini Şinasi’den devralmıştır. Bu gazetede yayımlanan “Lisan-ı Osmanînin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülâhazatı Şâmildir” adlı makalesi, Millî Edebiyat hareketinin dil anlayışını belirleyecek seviyede bir içeriğe sahiptir.

Namık Kemal, Tanzimat edebiyatının gür sesli ve mücadeleci şairidir. Samimi, coşkulu ve dürüsttür. Tanzimatın diğer birinci dönem sanatçıları gibi, dilde sadeleşmeyi savunsa da bilhassa şiirlerinde epeyce ağır denebilecek bir dil kullanmıştır. Tiyatro ve romanlarında ise daha sade bir dil görülür.

Namık Kemal, romantizm akımının etkisindedir. Edebiyatımızdaki ilk edebî roman (İntibah), ilk tarihî roman (Cezmi), sahnelenen ilk tiyatro (Vatan yahut Silistre), ilk eleştiri kitabı (Tahrib-i Harabat) onundur. Magosa’da yazdığı mektuplar Batılı anlamda hatıra türünün ilk örnekleri sayılmaktadır. Yurt dışında ilk Türkçe gazeteyi (Ziya Paşa ile birlikte Londra’da “Hürriyet” adıyla) o çıkarmıştır. “Vatan Makalesi” adlı yazısı önemlidir. Şiirlerinde hem konu hem de şekil bakımından yenilikler görülür. Heceyi kullanmışsa da genelde aruzla yazmıştır.Tiyatro türünü önemsemiş, tiyatronun “eğlencelerin en faydalısı” olduğunu söylemiştir.Tiyatroyla ilgili düşüncelerini Celaleddin Harzemşah adlı piyesinin ön sözünde açıklamıştır.

Namık Kemal; “Zavallı Çocuk”ta, genç bir kızın, yaşlı ve zengin biriyle görücü usulüyle evlendirilmek istenmesini; “Akif Bey”de, vatan sevgisinin kişisel mutluluktan önce geldiğini; “Gülnihal”de, baskıya karşı duyduğu tepkiyi; “Cezmi”de, Kırım Hanı Adil Giray’ın hayatını; “Celâlettin Harzemşah”ta İslâm birliği düşüncesini anlatır.

ESERLERİ Roman: İntibah, Cezmi Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Celaleddin Harzemşah, Zavallı Çocuk, Kara Belâ, Gülnihal, Akif Bey. Tenkit (Eleştiri): Tahrib-i Harabat,Takip, İrfan Paşaya Mektup, Renan Müdafaanamesi. Hatıra (Anı): Magosa MektuplarıBiyografi: Evrak-ı Perişan (Fatih, Yavuz ve Selâhaddin Eyyubî’yi anlatır). Tarih: Osmanlı Tarihi, Büyük İslâm Tarihi, Kanije, Silistre Muhasarası, Devr-i İstila.

AHMET MİTHAT EFENDİ (1844-1912)

“Yazı makinesi” olarak da tanınan Ahmet Mithat Efendi, döneminin en çok eser veren yazarıdır. İki yüze yakın eser yazmıştır. Eserlerini “halk için roman” anlayışıyla kaleme almıştır.Romantizm akımının etkisindedir. Romanlarında okuyucuya bilgi vermek amacıyla yer yer olay akışını kesmiştir. Eserleri teknik ve üslûp bakımından zayıftır. Zaten kendisi de, “Sanat değeri yüksek eserler okumak isteyenler Recaizade’yi okusun” demiştir. O, “milletin öğretmeni” olmayı ve halka kitap okutmayı amaçlamıştır. Hayatını kalemiyle kazanan ilk yazarımızdır. Evini matbaa hâline getirmiş, kendi eserlerini kendisi basmıştır. Tercüman-ı Hakikat gazetesini çıkarmıştır. Dili büyük ölçüde sadedir. Felâtun Bey ile Rakım Efendi romanında yanlış Batılılaşmayı eleştirmiştir. Romanlarında ahlâk ve sosyal adalet kavramlarına önem vermiştir. Servet-i Fünuncuları eleştirmek amacıyla yazdığı “Dekadanlar” başlıklı yazısı, onunla Hüseyin Cahit Yalçın arasında büyük bir tartışma başlatmıştır.

Ahmet Mithat; tarih, coğrafya, biyoloji, astronomi, fizik, iktisat, felsefe ve din konularında halkın bilgi ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır. Hiç şiir yazmamıştır.

ESERLERİ: Letaif-i Rivayat, Kıssadan Hisse (hikâye-yirmi beş cilt), Felâtun Bey ile Rakım Efendi, Henüz On Yedi Yaşında, Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Jön Türk, Paris’te Bir Türk, Yeniçeriler, Süleyman Musli, Esrar-ı Cinayât, Dürdane Hanım…(roman), Avrupa’da Bir Cevelan (gezi yazısı), Eyvah, Çengi, Çerkez Özdenler (tiyatro), Beşir Fuat (biyografi).

AHMET VEFİK PAŞA (1823-1891)

Ahmet Vefik Paşa, dilde ve edebiyatta Türkçülük-milliyetçilik akımının en önemli temsilcilerindendir. Tiyatro tarihimizde önemli bir yeri vardır. Moliere’den çok sayıda tiyatro eserini çevirmiş veya uyarlamıştır. Bursa valiliği yıllarında burada yaptırdığı tiyatro binasında, çevirdiği veya uyarladığı eserleri oynattırmış, halkı tiyatroya gitmeye teşvik etmiştir. Bu bakımdan Türk tiyatrosunun kurucusu sayılmaktadır. Anadolu Türkçesindeki kelimeleri toplayarak “Lehçe-i Osmanî” adlı Anadolu Türkçesinin ilk sözlüğünü hazırlamıştır. Klasizm akımından etkilenmiştir. ESERLERİ: Zor Nikâh, Zoraki Tabip, Kadınlar Mektebi, Kocalar Mektebi, Savruk, Yorgaki Dandini, Azarya, Meraki, Tabib-i Aşk…(tiyatro-çeviri ve uyarlama),Lehçe-i Osmanî (sözlük), Şecere-i Türkî (tarih- Türklerin Soykütüğü-Ebulgazi Bahadır Han’dan)

AHMET CEVDET PAŞA (1822-1895)

Ahmet Cevdet Paşa, İstanbul’a gelerek burada iyi bir medrese eğitimi almış ve kendini çok iyi bir şekilde yetiştirmiş önemli bir tarih yazarımızdır. Peygamber kıssalarını (hikâyelerini) Kısas-ı Enbiya adlı eserinde toplamıştır. Fakat asıl önemli eseri “Tarih-i Cevdet”tir. Tarafsızlığa büyük önem vermiş, dilde sadeleşme çabalarını desteklemiştir.

ESERLERİ: Tarih-i Cevdet, Kısas-ı Enbiya, Belâgat-i Osmaniye, Kavaid-i Osmaniye.

ŞEMSETTİN SAMİ (1850-1904)

Şemsettin Sami, dil, sözlük ve ansiklopedi alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan bir yazarımızdır. Türk dilinin gelişmesi, sadeleşmesi, dil bilgisi kurallarının derlenip toplanması ve Türkçenin kapsamlı bir sözlüğe kavuşması için çalışmıştır. Sözlük ve ansiklopedi dışında roman, piyes ve makale türlerinde de eser vermiş, çeviriler yapmıştır. Edebiyatımızdaki ilk yerli roman (Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat) onundur. Göktürk Yazıtlarını günümüz Türkçesine çevirerek edebiyatımıza büyük bir katkıda bulunmuştur. Kamus-ı Türkî, ilk kapsamlı ilmî sözlüğümüzdür.

ESERLERİ: Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat (roman), Kamus-ı Türkî, Kamus-ı Âlâm, Kamus-ı Fransevî, Kamus-ı Arabî (sözlük), Sefiller, Robinson (çeviri), Seydi Yahya, Gave, Besa yahut Ahde Vefa (tiyatro).

ALİ SUAVÎ (1839-1878)

Muhbir gazetesindeki yazılarında sade bir dil kullanarak Tanzimat dönemindeki dilde Türkçülük hareketine öncülük etmiştir. Milliyetçilik düşüncesinin kökleşmesine çalışmıştır.“Hive Hanlığı” adlı eserinde milliyetçi yönü öne çıkar. “Kamusü’l-Ulûm ve’l-Maarif” (Bilim ve Kültür Sözlüğü) adlı bir ansiklopedisi vardır.

DİREKTÖR ALİ BEY (1844-1899)

Direktör Ali Bey, tiyatro alanındaki çalışmaları ve bilhassa “Ayyar Hamza” adlı uyarlamasıyla tanınır. Diğer önemli eserleri; Kokona Yatıyor (tiyatro) ve Seyahat Jurnali’dir. (günlük-Batılı anlamda ilk günlük sayılmaktadır)

TANZİMAT EDEBİYATI İKİNCİ DÖNEM SANATÇILARI

Tanzimat Edebiyatının İkinci Dönem Sanatçıları; Abdülhak Hâmit Tarhan, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım ve Muallim Naci’dir.

ABDÜLHAK HÂMİT TARHAN (1852-1937)

Abdülhak Hâmit Tarhan, “sanat için sanat” anlayışına bağlıdır. Süslü ve sanatlı bir dili vardır. Romantizmin etkisindedir. “Şair-i Azam” (Büyük Şair) olarak tanınır. Şiirlerinde tezatlara yer vermiş, şaşırtmacadan yararlanmıştır. Aruzun yanında heceyi de kullanmıştır. İlk pastoral şiirimiz olan “Sahra”yı o yazmıştır. Edebiyatımızdaki ilk kafiyesiz şiir örneği olan “Validem”de onundur. Şiirlerinde “aşk, doğa, vatan sevgisi” gibi konuların yanı sıra “ölüm” konusunu da yoğun biçimde işlemiş, felsefî şiirler yazmıştır. Tanzimat Edebiyatının birinci döneminde başlayan; şiirin içeriğine yönelik yeniliklere, şiirin şeklinde yapılan yenilikleri de eklemiştir.Şiirlerinde zengin bir lirizm vardır.

Abdülhak Hâmit Tarhan, şiirlerinin yanı sıra tiyatro türünde de eser vermiştir. Fakat tiyatroları sahne tekniğine uygun değildir. Zaten kendisi de bunları, “oynanmak için değil okunmak için” yazdığını söylemiştir. Tiyatro eserlerinden bazıları düzyazı biçiminde, bazıları ise aruz veya heceyle manzum olarak yazılmıştır. Hece ölçüsüyle kaleme alınan ilk manzum tiyatro örneği olan “Nesteren”i o yazmıştır. Tiyatrolarında tarihî konuların yanı sıra metafizik konuları da işlemiştir.

ESERLERİ Şiir: Makber, Sahra, Ölü, Bunlar Odur, Divaneliklerim yahut Belde, Bâlâdan Bir Ses…

Tiyatro: Eşber, İçli Kız, Fitnen, Nesteren, Duhter-i Hindu, Tezer, Macera-yı Aşk, Sabr-ü Sebat, İlhan…

RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847-1914)

Tanzimat Edebiyatının ikinci döneminin öncü üyesidir. “Üstat Ekrem” diye anılmıştır. Şiir, hikâye, roman, tiyatro, eleştiri türlerinde eser vermiştir. “Her güzel şey şiirin konusu olabilir.” diyerek Türk şiirinin konusunu genişletmiştir. “Sanat için sanat” anlayışına bağlıdır.Şiirlerinde romantizmin, romanlarında realizmin etkisindedir. Edebiyatımızdaki ilk realist roman kabul edilen “Araba Sevdası”nda “Bihruz Bey” karakterinden hareketle yanlış Batılılaşmayı eleştirmiştir. Muallim Naci ile “eski-yeni” tartışmasına girmiş; yeni edebiyatı ve “kulak için kafiye” anlayışını savunmuştur. Bu tartışmalar sırasında etrafında toplanan genç şair ve yazarlar üzerinde etkili olan Ekrem, bir bakıma Servet-i Fünûn edebiyatının hazırlayıcısı olmuştur.“Talim-i Edebiyat” adlı, edebiyat bilgilerini içeren bir ders kitabı yazmıştır.

ESERLERİ Şiir: Zemzeme (üç cilt), Nijad Ekrem (ölen oğlu için yazmıştır), Yadigâr-ı Şebab, Name-i Seher, Pejmürde. Tiyatro: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Atala, Vuslat yahut Süreksiz Sevinç
Roman: Araba Sevdası Hikâye: Muhsin Bey, Şemsa. Eleştiri: Takdir-i Elhan (Muallim Naci ile tartışmaları)

SAMİ PAŞAZADE SEZAİ (1860-1936)

Sami Paşazade Sezai, Tanzimat Edebiyatının roman ve hikâye yazarıdır. Yenileşme edebiyatımıza emeği geçenlerden Sami Paşa’nın oğludur. “Sergüzeşt” (maceralar, baştan geçenler) adlı ünlü romanında; Kafkasya’dan kaçırılıp İstanbul’a getirilen ve sonra da kaderi kendisini Mısır’a sürükleyen Dilber adlı bir kızın acıklı hayat hikâyesi anlatılır. Bu roman edebiyatımızda, romantizmden realizme geçişin de örneğidir.

Sami Paşazade Sezai, Batılı anlamda ilk hikâye kitabı kabul edilen “Küçük Şeyler”in de yazarıdır. “Hiç, Düğün, Kediler, Pandomima, Bu Büyük Adam Kimdir?” gibi tanınmış hikâyeleri bu kitaptadır. Hikâyelerindeki teknik, romanındaki teknikten daha güçlüdür. Küçük, önemsiz, şaşırtıcı konuları; olmuş, olması mümkün olayları, ruh çözümlemeleriyle, tabiî ve günlük konuşma diliyle işlemiştir.

ESERLERİ
Roman: Sergüzeşt. Hikâye: Küçük Şeyler. Tiyatro: Şîr (Arslan). Gezi notları, sohbet, hatıra karışımı: Rumûzü’l Edeb.

NABİZADE NAZIM (1862-1893)

Nabizade Nazım, “köy romanı”nı, realist-natüralist bir anlayışla edebiyatımıza ilk getiren yazardır. Edebiyatımızdaki “ilk köy romanı” olan “Karabibik” onundur. Yine edebiyatımızdaki “ilk natüralist roman” kabul edilen “Zehra”yı da o yazmıştır. ESERLERİ Roman: Karabibik, Zehra.

MUALLİM NACİ (1850-1893)


Muallim Naci, şiirimizin özünü neoklasizme (yeni klasizm) götürmek gayesindedir. Klasik şiirleri kadar, modern şiirleri de zamanımızda geniş ilgi uyandırmıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısındaki şairlerimizin en büyüklerinden sayılır. Edebiyatımızdaki aşırı değişme dönemi içinde tutumu iyi anlaşılmamış; yeni sanata düşman, eskiye sıkı sıkıya bağlı bir şair olarak düşünülmüştür. Bununla birlikte, Divan edebiyatına Batılı bir görüşle, ilk bilinçli dönüşü o yapar. İlk şiirlerinde Nedim’in şuh edasıyla Nabi’nin hikmetli tarzı kaynaşır. Yeni bir söyleyiş kazanan sonraki şiirlerinde ise, çağdaşları A. Hâmit ile Recaizade Ekrem gibi, şiirin konusunu genişletmeye çalışır. Tabiat tasvirlerine önem verir. Aruzu kusursuz olarak Türkçeye uygular. Kuralsız nazım şekilleri bile kullanır. Çocukluk hatıralarını anlattığı “Ömer’in Çocukluğu”nda, dilimizin nesir alanındaki en güzel örneklerinden birini verir. Edebiyatımızdaki “ilk köy şiiri” de (Köylü Kızların Şarkısı) onundur.

Muallim Naci, Recaizade Mahmut Ekrem ile girdiği, “kafiye göz için mi yoksa kulak için mi olmalıdır” tartışmasıyla da ünlüdür. R. M. Ekrem’in “Zemzeme”sine karşılık “Demdeme”yi yazmıştır.

ESERLERİ Şiir: Ateşpare, Şerare, Füruzan. Hatıra: Ömer’in Çocukluğu Eleştiri:Demdeme, Muallim. Sözlük: Istılahat-ı Edebiye, Lûgat-ı Naci.

Kaynakça:
Tanpınar, Ahmet Hamdi 19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi

Akyüz, Kenan, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri

24 Mayıs 2015 Pazar

Örnek Edebiyat Dersi Çalışma Şablonu


*Yukarıda örnek bir "Türk Edebiyatı Tarihi" tablosu bulunmaktadır. Siz de kendi tablonuzu oluşturabilirsiniz. Ya da bu tabloyu şablon olarak kabul eder ve onu geliştirebilirsiniz.

Türk edebiyatı dersi çalışmadan önce dikkat edilmesi gereken bir kaç tüyodan sizlere bahsetmek istiyorum:
1. Öncelikle dersi çalışmadan evvel, dersin ana hatlarını tüm detaylarıyla görebilmelisiniz.  Türk edebiyatı tarihi bir bütündür ve birbirinden bağımsız değerlendirilemez. Bu sebeple, bir dönemi incelerken o dönemin öncesini de bilmelisiniz. 
2. Dönemin tarihi özelliklerini bilmek işinizi çok kolaylaştıracaktır. Çünkü metin ve zihniyet birbirinden bağımsız değildir. Mesela İstibdat Dönemi,Servet-i Fünun Edebiyatını şekillendirmiştir. Bu sebeple, İstibdat Dönemi bilinmeden çalışılan bir Servet-i Fünun dönemi tam manasıyla anlaşılamayacaktır.

Sizlere Kısaca bir ders çalışma şablonu vereyim:

1. Dersimizin konusu Servet- i Fünun Dönemi Türk Şiiri olsun,

a. Öncelikle Servet-i Fünun dönemini oluşturan şartları anlamak için, 1895- 1901 yılları arasına ait bilgileri öğrenebileceğimiz bir tarih kitabından faydalanmamız gereklidir.
b. Sonrasında Tanzimat dönemi Türk şiirini kısaca çalıştıktan sonra, Servet-i Fünun dönemini oluşturan şartları çalışırız.
c. Servet-i Fünun dönemi Türk şiirini çalışmak için şairlere yakından göz atarız.
ç. Şairlerin hayatlarını, özelliklerini ve son olarak en önemlisi şiirlerini inceleriz.
d. Son olarak dönemin şiir özelliklerini çalıştıktan sonra konu ile ilgili çalışma kağıtları doldurur varsa test sorusu çözeriz.




Sedat YILMAZ
Edebiyat Öğretmeni

23 Mayıs 2015 Cumartesi

LYS- EDEBİYAT ( DİL BİLGİSİ)--- HAP BİLGİ

HAP BİLGİ

1. Ekmeğin çoğu: Belgisiz Zamir                Belgisizlik ifade eden sözcük ismin önüne gelince "sıfat"                                                                        ardına gelince "zamir"
    Çoğu Ekmek: Belgisiz Sıfat

2. "ki": Bitişik yazıldığında ve ardında isim varsa sıfat yapar:
Örnek:  Kapıdaki çocuk bizi sordu: Hangi çocuk? -Kapıdaki çocuk!
"ki" : Bitişik yazıldığında ve ardında isim yoksa ilgi zamiri görevindedir:
Örnek: Senin kalemin burada, ya benimki?
"ki": Ayrı yazıldığında bağlaç görevindedir. :
Örnek: Ahmet ki sınıfın en çalışkan öğrencisidir.

3. Unvan sıfatlarının ilk harfleri her zaman büyük yazılır. Sonrasında gelen ek kesme işaretiyle ayrılır. : Örnek: Doktor Fuat Bey'den randevu alacağız.

4. Yer- yön zarfları ek aldığında "zarf" olmaktan çıkar. :
Örnek:  Aşağıya ineceğiz. : Zarf değil İSİMDİR.!

5.  Zarflar; sadece fiilleri değil, SIFATLARI; ZARFLARI ve FİİLİMSERİ de belirttiğinde ZARF görevindedir.

Örnek: En çok konuşan öğrenci bizim sınıfa geçmiş. > Konuşan: Sıfat fiil eki almış ve sıfat görevinde- çok: sıfatı belirtiyor: Miktar zarfı; -en: çok'u yani zarf belirtmiş: Üstünlük Zarfı

6. Edat: Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı BOZULUR! :
Örnek: Gökyüzü pamuk gibi bulutlarla doluydu: "Gibi" benzetme edatıdır. Cümleden çıkardığımızda bulutlar benzeyen öğe olmaktan çıkar pamuk sıfatından etkilenen birinci derecedeki sözcük olur.

7. Bağlaç: Cümleden çıkarıldığında anlam BOZULMAZ.! :
Örnek: Sen ve ben birlikte bu işi başaracağız. - Sen, ben birlikte bu işi başaracağız.

8.Ünlem: Cümle öğesi değildir.
Örnek: Ali, buraya gel.

9.Takısız isim tamlaması-Sıfat Tamlaması: Tamlananın neyden yapıldığını ya da neye benzediğini söyler. TEK BAŞINA KULLANILDIĞINDA SIFATTIR. Ama sıfat tamlamasından ayrılan yönü, TAKISIZ isim tamlamasında Tamlayan, tek başında doğada bulunabilir.
Örnek: Deri ceket : Deri tek başına doğada bulunur. Deriyi anlatmak için başka bir nesneye ihtiyaç duymayız.
SIFAT TAMLAMASINDA sıfatlar tek başına kullanılamaz. İlla ki başka bir nesneye ihtiyaç duyar.
Örnek: İhtiyar adam bize kızdı. : İhtiyar sözcüğü tek başına bir anlam ifade etmez. Şayet tek başına kullansak bile ADLAŞMIŞ SIFAT olur.




10. Fiiller ANLAMLARI bakımından 3'e ayrılır. : A. İŞ FİİLLERİ B. DURUM FİİLLERİ C. OLUŞ FİİLLERİ

İDO diye kodlayabiliriz. (İstanbul Deniz Otobüsü :) )
A. İŞ FİİLLERİ: Nesne alan eylemledir.
Örnek: Ahmet tahtayı sildi. ( Fiilin önüne "onu" getiririz. Şayet anlam çıkıyorsa o zaman İŞ fiilidir.)
B. DURUM FİİLLERİ: Nesne almayan fiillerdir.
Örnek: Evindeki bütün eşyalar yanmış. ( Fiilin önüne onu getirelim. Onu yanmış: Olmaz!)
C. OLUŞ FİİLLERİ: Zamanla meydana gelen ve genellikle kendiliğinden gerçekleşen fiillerdir. NESNE ALMAZ. ( Durum fiilleriyle karıştırma DİKKAT!!!)
Örnek: Görmeyeli bu çocuğun boyu uzamış. ( Uzamak- zaman içerisinde kendiliğinden gerçekleşir.)

11. ZARF FİİL, BAĞ-FİİL- ULAÇ:" -e, -ip, - erek, - meden, - meksizin, - dikçe, - ince, -eli, -ken, -r... mez, -esiye, ması" ekleriyle türetilir. Fakat bazı kalıplaşmış sözcükler vardır. Karıştırmamak lazım:
Örnek: Bana bunu danışmadan nasıl yapmış. : Zarf- fiil görevindedir.
Örnek: Bunu danışmadan öğrenebiliriz. : İsim görevindedir.

14. SIFAT FİİL- ORTAÇ: "- an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş" ekleriyle türetilir. Fakat bazı kalıplaşmış sözcükler vardır. SIFAT FİİL DEĞİLDİR.

Örnek: Dolmuş arabanın neresine bineceğiz. :Sıfat- fiil
Örnek: Dolmuşa binmeden gidemeyiz.: İsim görevindedir.

15. İSİM-FİİL : ( Mayışmak)
-me, -mek, -iş ekleriyle türetilir. Fakat kalıplaşmış olanları vardır. İSİM FİİL DEĞİLDİR.
Bu sözcüklerin isim fiil olup olmadığını anlamak için olumsuzluk eki -me, -ma getirilir.
Örnek: Tarlayı ekmek gerekiyor. : İSİM FİİL  ( Tarlayı ekme-me-k gerekiyor.)
Örnek: Gelirken iki ekmek al. :İsim görevindedir. ( Gelirken iki ekme-me-k al.)

16.KENDİ: Dönüşlülük zamiri olan kendi, cümle içerisinde anlatım bozukluğu yapmaz.

Örnek: Bu keki ben, kendim yaptım.

17. ŞEY: Her zaman ayrı yazılır.
HERHANGİ -HERKES dışındaki HER ayrı yazılır.
HİÇ: Yalnızlığı sever. Adı üstünde kimse ona yanaşamaz. BİRİ hariç :) Bu nedenle, hiçbiri bitişik diğerleri ayrı yazılır.
BİRÇOK: Bir yalnızdır. Ama HİÇ gibi bunu sevmez. Yanına gelenle birleşir. Tek olmaktan sıkılmıştır. :)Bu nedenle bir yanına gelenlerle birleşir. AMA "Bir şey" ayrı yazılır; çünkü şey kendisi birleşmek istemez.

18. Paragraf Çözme Teknikleri:
*  Öncelikle soru kökü okunacak, anlamadığınızda tekrar okuyacaksınız.
* Paragraf 2/3 parçaya bölünerek okunmalı. Okuduğunuz parçanın altını, üstünü çok fazla karalamayın, yoksa tekrar okuduğunuzda karıştırabilirsiniz.
* Doğru şıkkı hemen bulsanız da KESİNLİKLE diğer şıkları okumalısınız.
* O an ÇÖZEMEDİĞİNİZ soruyu çözmek için zaman kaybetmeyin. Bu sizi yanlış götürecektir. Paragrafla kavga etmeyin. Yanına bir soru işareti koyun, daha sonra tekrar bakın.
* Emin olmadığınız soruyu tekrar kontrol etmeden sakın işaretlemeyin.
19. Zincirleme İsim Tamlaması: Her uzun tamlama ZİNCİRLEME değildir. En az iki tane tamlama yoksa zincirleme olmaz. Sakın ilk gördüğünüz uzun isme bakıp da onu zincirleme olarak işaretlemeyin.

Örnek: Bahçenin kırmızı, cıvıl cıvıl, insanın içini ısıtan oturakları dün kırıldı.
+nin: İlgi eki
+ı: iyelik eki ( Belirtili İsim Tamlaması)

Örnek: Masa örtüsünün rengi kırmızıydı.
Masa örtüsü: Belirtisiz İsim Tamlaması
Örtüsünün rengi: Belirtili isim tamlaması
Belirtisiz İ.T.+ Belirtili İ. T. : Zincirleme İsim Tamlaması

20. İyelik eki ve Belirtme Hali eki karıştırılmamalıdır.
Örnek: Evin kapısı yok.-İyelik eki
Sen, bu şiiri herkesten güzel okursun.- Belirtme Hali eki

21. –la edatı eklendiği sözcükte vasıta durumu eki olur.
Örnek: Seninle uyumak isterdim son uykumu. –le: vasıta hali eki

22. Belirtisiz isim tamlamalarında tamlayanla tamlanan arasına sıfat girmez.
Örnek: Belediye eski başkanı: Yanlış
Eski belediye başkanı: Doğru

23. Yapısına göre fiiller 3’e ayrılır:
* Basit Fiiller: Yapım eki almamış. Alacaktım, konuşuyorum
* Türemiş Fiiller: Yapım eli almış fiillerdir. Yalanlandı, seviniyor
*Birleşik Fiiller: Gönülverdi, okuyabildi.

24. İsim tamlamalarında isim-fiiller ve sıfat-filler tamlayan ve tamlanan olarak kullanılabilirler.
Örnek: Gülüşünün güzelliğini aldım rüyalarıma. ( Belirtili İ.T.)

25. “Sanki” ve “Tıpkı” sözcükleri belirteç (zarf) görevindedir. ÖSYM 2012 KPSS’de sorduğu bir soru da zarf olarak değerlendirmiştir. ( Ayrıntılı bilgi için bakınız TDK)
Örnek: Gerçek nedir? diye sormuşlar bir bilgeye. “ Hiçbir yalanı kaldırmayan şey.” karşılığını vermiş. Tıpkı sanat gibi… ( Tıpkı: Zarf)

26. Ekeylem (-dır) bazen düşebilir.
Örnek: Yalnızlığın başkenti orası. (-dır)

27. Ettirgen fiil: Biz buna “patron” fiili diyoruz. Geçişli olan bir fiilin geçişlilik derecesini yükseltir. –r, -t, -dır ekleri getirilerek yapılır.
Suyu getirdim. (onu- getirdim> uyuyor> geçişli)

Suyu getir-t-tim. ( onu- getirttim>uyuyor>geçişli)

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Modernizmi Esas Alan Sanatçılar- Cumhuriyet Dönemi++++ Çalışma Kağıdı



MODERNİZMİ ESAS ALAN SANATÇILAR VE ESERLERİ
ORHAN PAMUK (1952-…)
Eserleri
Roman
  • Cevdet Bey ve Oğulları, Sessiz Ev, Beyaz Kale, Kara Kitap, Benim Adım Kırmızı, Kar, Masumiyet Müzesi
HALDUN TANER (1915-1986)
Eserleri
Öykü
  • Yaşasın Demokrasi, Tuş, Şişhaneye Yağmur Yağıyordu, On İkiye Bir Var, Konçinalar, Kızıl Saçlı Amazon, Sancho’nun Sabah Yürüyüşü
YUSUF ATILGAN (1922-1989)
Eserleri
Roman
  • Aylak Adam, Anayurt Oteli
Öykü
  • Bodur Minareden Öte
OĞUZ ATAY (1934-1977)
Eserleri
Roman
  • Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Bir Bilim Adamının Romanı
Öykü
  • Korkuyu Beklerken



OKTAY AKBAL (1923-…)
Eserleri
Öykü
  • Önce Ekmekler Bozuldu, Aşksız İnsanlar, Bizans Definesi, Bulutun Rengi, Yalnızlık Bana Yasak, Lunapark, Ey Gece Kapını Üstüme Kapat
 Roman
  • Garipler Sokağı, Suçumuz İnsan Olmak, İnsan Bir Ormandır, Düş Ekmeği

SAİT FAİK ABASIYANIK (1906-1954)
Eserleri
Öykü
  • Semaver, Şahmerdan, Sarnıç, Havada Bulut, Son Kuşlar, Alemdağ’da Var Bir Yılan, Lüzumsuz Adam, Mahalle Kahvesi, Tüneldeki Çocuk, Kumpanya
Roman
  • Medar-ı Maişet Motoru (1952’de Birtakım İnsanlar adıyla yayımlanmıştır), Kayıp Aranıyor

BİLGE KARASU (1930-1995)
Eserleri
Öykü
  • Troya’da Ölüm Vardı, Uzun Sürmüş Bir Günah Akşamı, Göçmüş Kediler Bahçesi
 Roman
  • Gece, Kılavuz





NEZİHE MERİÇ (1925-2009)
 Eserleri
Roman
  • Korsan Çıkmazı, Boşlukta Mavi
 Öykü
  • Bozbulanık, Topal Koşma, Menekşeli Bilinç, Dumanaltı, Bir Kara Derin kuyu, Yandırma

FERİT EDGÜ (1936-…)
Eserleri
Roman
  • Kaçkınlar, Bozgun, Av, Bir Gemide, Çığlık, Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı
  • Kimse, O: Roman

ADALET AĞAOĞLU (1929-…)
Eserleri
Roman
  • Ölmeye Yatmak, Fikrimin İnce Gülü, Bir Düğün Gecesi, Hayır, Ruh Üşümesi, Yazsonu, Romantik Bir Viyana Yazı
Öykü
  • Yüksek Gerilim, Sessizliğin İlk Sesi, Hadi Gidelim, Hayatı Savunma Biçimleri

VÜS’AT ORHAN BENER (1922-2005)
Eserleri
Roman
  • Buzul Çağının Virüsü, Bay Muannit Sahtegi’nin Notları
 Öykü
  • Dost, Yaşamasız, Siyah-Beyaz, Mızıkalı Yürüyüş, Kara Tren, Kapan
FÜRUZAN (1935-…)
Eserleri
Öykü
  • Parasız Yatılı, Su Ustası Miraç, Kuşatma, Benim Sinemalarım, Gecenin Öteki Yüzü, Gül Mevsimidir, Sevda Dolu Bir Yaz
Roman
  • 47’liler, Berlin’in Nar Çiçeği:
İNCİ ARAL (1944-…)
Eserleri
Roman
  • Ölü Erkek Kuşlar, Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm, İçimdeki Kuşlar Göçüyor, Yeşil, Mor, Safran Sarı, Sadakat
Öykü
  • Ağda Zamanı, Kıran Resimleri, Uykusuzlar, Sevginin Eşsiz Kışı, Gölgede Kırk Derece
RASİM ÖZDENÖREN (1940-…)
Eserleri
Öykü
  • Hastalar ve Işıklar, Çözülme, Çok Sesli Bir Ölüm, Çarpılmışlar, Denize Açılan Kapı
 Roman
  • Gül Yetiştiren Adam






SORULAR
1.      Aşağıdaki eserlerin yazarlarını karşılarındaki boşluklara yazınız.
ESER
YAZAR
Cevdet Bey ve Oğulları


Yaşasın Demokrasi


Aylak Adam


Tutunamayanlar


Garipler Sokağı


Lüzumsuz Adam


Göçmüş Kediler Bahçesi


Korsan Çıkmazı


Kaçkınlar


Ölmeye Yatmak


Buzul Çağının Virüsü


Parasız Yatılı


Ölü Erkek Kuşlar


Hastalar ve Işıklar


Masumiyet Müzesi


Sancho’nun Sabah Yürüyüşü


Denize Açılan Kapı


Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm


Berlin’in Nar Çiçeği


Bay Muannit Sahtegi’nin Notları


Romantik Bir Viyana Yazı


Çığlık


Boşlukta Mavi


Kılavuz


Ey Gece Kapını Üstüme Kapat


Medar-ı Maişet Motoru


Korkuyu Beklerken


Bodur Minareden Öte


Gül Yetiştiren Adam


İçimdeki Kuşlar Göçüyor


Kara Kitap


On İkiye Bir Var


Bodur Minareden Öte


Anayurt Oteli


Tehlikeli Oyunlar


Suçumuz İnsan Olmak


Önce Ekmekler Bozuldu


Mahalle Kahvesi


Gece


Bir Kara Derin kuyu


Bir Gemide


Ruh Üşümesi


Mızıkalı Yürüyüş


Benim Sinemalarım


Berlin’in Nar Çiçeği


Beyaz Kale


2.      Aşağıdaki eserlerin türlerini karşılarındaki boşluğa yazınız.
ESER
TÜR
Cevdet Bey ve Oğulları


Yaşasın Demokrasi


Aylak Adam


Tutunamayanlar


Garipler Sokağı


Lüzumsuz Adam


Göçmüş Kediler Bahçesi


Korsan Çıkmazı


Kaçkınlar


Ölmeye Yatmak


Buzul Çağının Virüsü


Parasız Yatılı


Ölü Erkek Kuşlar


Hastalar ve Işıklar


Masumiyet Müzesi


Sancho’nun Sabah Yürüyüşü


Denize Açılan Kapı


Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm


Berlin’in Nar Çiçeği


Bay Muannit Sahtegi’nin Notları


Romantik Bir Viyana Yazı


Çığlık


Boşlukta Mavi


Kılavuz

Ey Gece Kapını Üstüme Kapat


Medar-ı Maişet Motoru


Korkuyu Beklerken


Bodur Minareden Öte


Gül Yetiştiren Adam


İçimdeki Kuşlar Göçüyor


Kara Kitap


On İkiye Bir Var


Bodur Minareden Öte


Anayurt Oteli


Tehlikeli Oyunlar


Suçumuz İnsan Olmak


Önce Ekmekler Bozuldu


Mahalle Kahvesi


Gece


Bir Kara Derin kuyu


Bir Gemide


Ruh Üşümesi


Mızıkalı Yürüyüş


Benim Sinemalarım


Berlin’in Nar Çiçeği


Beyaz Kale




3.       Aşağıdaki yazarlarla eserleri eşleştiriniz.
ORHAN PAMUK

YUSUF ATILGAN

HALDUN TANER

OĞUZ ATAY

OKTAY AKBAL

SAİT FAİK ABASIYANIK

NEZİHE MERİÇ

FERİT EDGÜ


A
KAÇKINLAR
B
BOŞLUKTA MAVİ
C
KAYIP ARANIYOR
D
İNSAN BİR ORMANDIR
E
TEHLİKELİ OYUNLAR
F
AYLAK ADAM
G
YAŞASIN DEMOKRASİ
H
BENİM ADIM KIRMIZI

                                 




SAİT FAİK ABASIYANIK

BİLGE KARASU

NEZİHE MERİÇ

FERİT EDGÜ

ADALET AĞAOĞLU

VÜS’AT O. BENER

FÜRUZAN

İNCİ ARAL

A
MEDAR-I MAİŞET MOTORU
B
SADAKAT
C
PARASIZ YATILI
D
BUZUL ÇAĞININ VİRÜSÜ
E
ÖLMEYE YATMAK
F
KİMSE
G
KORSAN ÇIKMAZI
H
KILAVUZ
    



                      


RASİM ÖZDENÖREN

VÜS’AT O. BENER

ADALET AĞAOĞLU

FERİT EDGÜ

NEZİHE MERİÇ

ORHAN PAMUK

YUSUF ATILGAN

BİLGE KARASU

A
GÜL YETİŞTİREN ADAM
B
KARA TREN
C
YÜKSEK GERİLİM
D
O
E
BOZBULANIK
F
GECE
G
BODUR MİNAREDEN ÖTE
H
MASUMİYET MÜZESİ





VÜSAT O. BENER

OĞUZ ATAY

RASİM ÖZDENÖREN

ORHAN PAMUK

YUSUF ATILGAN

FERİT EDGÜ

FÜRUZAN

ADALET AĞAOĞLU

A
ANAYURT OTELİ
B
GÜL MEVSİMİDİR
C
BOZGUN
D
BİR BİLİM ADAMININ ROMANI
E
MIZIKALI YÜRÜYÜŞ
F
SESSİZ EV
G
BİR DÜĞÜN GECESİ
H
ÇOK SESLİ BİR ÖLÜM





                                                                      

4.       Aşağıdaki boşlukları uygun şekilde doldurunuz.
ESER
YAZAR
TÜR
Cevdet Bey ve Oğulları



Yaşasın Demokrasi



Aylak Adam



Tutunamayanlar



Garipler Sokağı



Lüzumsuz Adam



Göçmüş Kediler Bahçesi



Korsan Çıkmazı



Kaçkınlar



Ölmeye Yatmak



Buzul Çağının Virüsü



Parasız Yatılı



Ölü Erkek Kuşlar



Hastalar ve Işıklar



Masumiyet Müzesi



Sancho’nun Sabah Yürüyüşü



Denize Açılan Kapı



Hiçbir Aşk Hiçbir Ölüm



Berlin’in Nar Çiçeği



Bay Muannit Sahtegi’nin Notları



Romantik Bir Viyana Yazı



Çığlık



Boşlukta Mavi



Kılavuz



Ey Gece Kapını Üstüme Kapat



Medar-ı Maişet Motoru



Korkuyu Beklerken



Bodur Minareden Öte



Gül Yetiştiren Adam



İçimdeki Kuşlar Göçüyor



Kara Kitap



On İkiye Bir Var



Bodur Minareden Öte



Anayurt Oteli



Tehlikeli Oyunlar



Suçumuz İnsan Olmak



Önce Ekmekler Bozuldu



Mahalle Kahvesi



Gece



Bir Kara Derin kuyu



Bir Gemide



Ruh Üşümesi



Mızıkalı Yürüyüş



Benim Sinemalarım



Berlin’in Nar Çiçeği



Beyaz Kale